الدعاء. = Dua
إِلٰهِي إِلَيْكَ وَجَّهْتُ وَجْهِي
“İlâhî! Yüzümü Sana yönelttim.”
وَقَلْبِي رَافِعًا إِلَيْكَ كَفَّ الضَّرَاعَةِ
“Ve kalbim, Sana yalvaran ellerini kaldırmış durumda.”
مُثْقَلًا بِأَوْزَارِي
“Günahlarımın ağırlığı altında ezilmişim.”
وَقَفْتُ بِبَابِكَ مُمَرِّغًا خَدِّي بِأَعْتَابِكَ
“Kapında durdum, yüzümü senin eşiğine sürerek.”
رَاجِيًا عَفْوَكَ مُعْتَرِفًا بِتَقْصِيرِي
“Affını umarak, kusurlarımı itiraf ederek.”
مُتَأَمِّلًا عَفْوَكَ رَبِّي اللّٰهُمَّ
“Affını gözleyerek: Rabbim Allah’ım!”
أَنْتَ رَبِّي وَخَالِقِي وَرَازِقِي
“Sen benim Rabbim, Yaratıcım ve Rızık vericimsin.”
وَوَلِيِّي وَإِلَيْكَ مَأْوَايَ وَمَرْجِعِي
“Sen benim velim, dönüşüm ve sığınağım Sensin.”
فَإِنْ تَعَلَّقَ قَلْبِي بِغَيْرِكَ فَإِلٰى مَحَبَّتِكَ خُذْنِي
“Kalbim Senden başkasına bağlanırsa, beni yine Senin sevgine yönelt.”
وَإِذَا رَجَوْتُ غَيْرَكَ فَإِلَيْكَ رُدَّنِي
“Eğer başkasından ümit beslersem, beni tekrar Sana döndür.”
وَإِذَا غَفَلْتُ عَنْكَ فَبِأَفْضَالِكَ الَّتِي لَا تُحْصَى ذَكِّرْنِي
“Eğer Senden gaflet edersem, sayılamayan ihsanlarınla bana hatırlat.”
وَإِنْ تَكَاسَلْتُ عَنْ عِبَادَتِكَ فَبِقُوَّتِكَ أَعِنِّي
“İbadetinde tembellik edersen, gücünle bana yardım et.”
وَإِذَا اعْوَجَجْتُ فَبِقُدْرَتِكَ عَلَى الْحَقِّ أَقِمْنِي
“Eğrilirsem, kudretinle beni hak üzere doğrult.”
وَإِذَا عَصَيْتُكَ فَبِعَفْوِكَ تَجَاوَزْ عَنِّي
“Günah işlersem, affınla beni bağışla.”
وَإِذَا أَغْفَلْتُ عَنْكَ فَبِذِكْرِكَ ذَكِّرْنِي
“Senden gafil olursam, zikrinle bana hatırlat.”
وَإِذَا بَعُدْتُ عَنْكَ فَإِلَيْكَ قَرِّبْنِي
“Senden uzaklaşırsam, bana yakınlığını nasip et.”
فَإِنِّي مُشْتَاقٌ إِلَيْكَ إِلٰهِي
“Çünkü ben Sana hasret duyan bir kulum, İlâhî.”
فَبِمُنَاجَاتِكَ آنِسْنِي
“Öyleyse Seninle münacat ederek bana ünsiyet ver.”
وَإِذَا دَعَوْتُكَ فَمِنْ كَرَمِكَ لَا تَحْرِمْنِي
“Sana dua ettiğimde, kereminden beni mahrum etme.”
وَإِذَا جَاءَ أَجَلِي فَبِلُطْفِكَ ثَبِّتْنِي قَبْلَ أَنْ تَقْبِضَنِي
“Ecelim geldiğinde, ruhumu almadan önce lütfunla beni sabit kıl.”
وَإِذَا فَارَقَنِي أَحِبَّتِي فَبِحَنَانِكَ عَوِّضْنِي
“Sevdiklerim beni terk ederse, şefkatinle beni teselli et.”
وَإِذَا ضَمَّنِي قَبْرِي فَارْحَمْنِي
“Mezarıma konduğumda, rahmetinle bana merhamet et.”
وَإِذَا دُقِّيتُ وَحِيدًا فِي قَبْرِي فَبِكِتَابِكَ آنِسْ وَحْشَتِي
“Kabrimde yapayalnız kaldığımda, Kitabınla yalnızlığımı gider.”
وَإِذَا سَأَلَنِي مُنْكَرٌ وَنَكِيرٌ فَبِعَفْوِكَ بِالْحَقِّ يَنْطِقْنِي
“Münker ve Nekîr bana soru sorduğunda, affınla hakkı söyleten kıl beni.”
وَإِذَا قَامَتِ السَّاعَةُ فَبِأَلْطَافِكَ أَدْرِكْنِي
“Kıyamet koptuğunda, lütuflarınla bana yetiş.”
وَإِذَا حُشِرَتِ الْعِبَادُ فَتَحْتَ ظِلِّ عَرْشِكَ أَظِلَّنِي
“Kullar haşrolunduğunda, Arşının gölgesinde beni gölgelendir.”
وَتَحْتَ لِوَاءِ سَيِّدِ الْعَالَمِينَ أَحْشُرْنِي
“Ve âlemlerin Efendisi’nin sancağı altında haşret beni.”
وَإِذَا وَقَفْتُ لِلْحِسَابِ فَبِجُودِكَ عَامِلْنِي
“Hesap için durduğumda, cömertliğinle bana muamele et.”
وَإِذَا عُرِضَتْ عَلَيَّ ذُنُوبِي فَاعْفُ عَنِّي
“Günahlarım önüme konulduğunda, beni affet.”
وَإِذَا شَهِدَتْ عَلَيَّ أَعْضَائِي فَبِسِتْرِكَ اسْتُرْنِي
“Azalarım bana şahitlik ettiğinde, setrinle beni ört.”
وَإِنْ لَمْ أَكُنْ أَهْلًا لِلْعَفْوِ فَبِرَحْمَتِكَ اعْفُ عَنِّي
“Eğer affa layık değilsem, rahmetinle beni bağışla.”
وَبِشَفَاعَةِ الْحَبِيبِ الْمُصْطَفَى أَكْرِمْنِي
“Sevgili Mustafa’nın şefaatiyle beni ikramlandır.”
وَبِأَهْلِي وَأَحِبَّتِي وَبِمَنْ أَحْبَبْتُهُمْ فِيكَ فِي جَنَّاتِ الْخُلْدِ اجْمَعْنِي
“Ailemle, sevdiklerimle ve Senin için sevdiklerimle ebedî cennetlerinde beni bir araya getir.”
وَمِمَّنْ سَخِطْتَ عَلَيْهِمْ يَا رَبِّ لَا تَجْعَلْنِي
“Ya Rabbi! Gazabına uğrayanlardan eyleme beni.”
وَمِنْ فَضْلِكَ وَجُودِكَ لَا تَحْرِمْنِي
“Fazlından ve cömertliğinden beni mahrum etme.”
إِلٰهِي أَجِبْ دُعَائِي وَلَا تُخَيِّبْ رَجَائِي
“İlâhî! Duamı kabul et, ümidimi boşa çıkarma.”
فَحَاشَاكَ أَنْ تَرُدَّ عَبْدًا نَاجَاكَ بَاكِيًا
“Çünkü Senin, Sana ağlayarak yalvaran bir kulu geri çevirmeyeceğini biliyorum.”
وَصَلِّ إِلٰهِي عَلَى سَيِّدِي وَحَبِيبِي وَنُورِ قَلْبِي مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِينَ
“İlâhî! Efendim, Sevgilim ve kalbimin nuru Muhammed’e, ailesine ve ashabına salât eyle.”
وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
“Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.”
Yorumlar (0)